6 Haziran 2011 Pazartesi

Kadının Toplumdaki Yeri

Kadının toplumdaki yerini değişik aşamalarda dillendirebiliriz,

- bireylerin kendi bakış açıları
- evrensel bakış açıları

Evrensel bakıldığında tarihin analizinde m.ö. neolitik yaşamda kadının rolü doğal yaşamın olmazsa olmazlarındandı. Yaşamını avcılıkla sürdüren bireyler, bunların pişirme ve lezzete dökme marifetlerini kadına borçludur. Tarımı ilk icat eden ve doğal otlardan hekimliği keşfeden de kadındır. Ondandır ki hâla halk dilinde (koca karı) ilacı diye tabir edilse de gerçek eczacılık idi. Ama şimdi yakın tarihi gözlemlediğimiz zaman yörelere göre kadına bakış açısı değişmektedir. Orta doğu kadını, erkeğin egemen olduğu bir sisteme oturmuş durumdadır. Batı Avrupa kültüründe ise pek farklı bir durum yok aslında. Çünkü batı kültürü kadını, onlara göre ne kadar özgür gözükse de maalesef kapitalizmin tesirine kapılmış ve reklam panoları haline gelmiştir. Çünkü giyimi moda ve marka; makyajı gösteriş ve kendini karşı cinse beğendirme çabaları, onun özgür olduğu anlamına gelmez. Orta doğu kadını, kendisinin eksiklikleri ile erkeklerin kendini devamlı iktidar gücü içinde görmeleri, erkekleri egemen kılmasını sıradanlaştırmıştır.

Kadının toplumdaki masumiyeti küçük satırlara sığmaz. Bu söylediklerim kadını küçümsetici bir imaj taşımıyor. Yalnız evrensel dengenin süre gelen alışkanlıkları yüzünden kadınlarımız hep arka plana itilmiştir.

Ülkemizdeki kadının yeri ise çok ayrıdır. Aşiretçilik sisteminin egemen olduğu kesimlerde istek dışı evlilikler kadınlarımızı çıkmazlara sürüklemiştir. Bu yüzden kadın intiharlarının rekor düzeye çıktığı ülkemizde hâla kadının intiharını ayıplayıcı ve ahlak dışı görmektedir. Ama hiç kimse kadını intihara sürükleyen nedenleri araştırma çabasına girmemiştir. Al bu da türk kadını klasiği!

Dokuz ay karnında taşıdığı, ölünceye kadar bebek olarak görüp gözünden sakındığı çocuklarının geleceğini yönlendirmede rolü hiç olmayan kadın ne kadar özgürdür?

Bence kadın çocuğunun gitmesi gereken okuldan kuracağı yuvaya kadar söz sahibi olmalıdır. Sadece çarşı pazara gitmekle veya pazarlarda kendi başına alışveriş yapması onun özgürleşmesi anlamına gelmez. Kısacası kadın, evrensel bir bütünlük içerisinde ahlaki değerler altında erkeklerin sahip olduğu veya kendisini sahip hissettiği tüm değerlere sahip olmalıdır.

Yakup Almaç
Sınır Dergisi / Sayı 1 / Ocak Şubat 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder