18 Temmuz 2011 Pazartesi

Lori - I

Ölüm cezası gibi bir yazgı süzüldü ruhuma
Hangi kanun benim bu yalnızlığımı kaldırır lori
Gölgeleri vururken anlıma şu hiddetli ateşin
Şafak kızılca kan olur
              Saydam bir ölüm düşer dağlara
Baş eğmez bir karanlık olur
        Mazlum olur
              mahzun olur
                         ten ve can
bakışın yaralar beni
                   sessizce gülüşün lori

Sana geceden
            sana gözüme düşen nemden
                                              ve terden
Açlığın ve sefaletin köyünden
    İçimde yanan tütünden
         Sessiz ve solgun yüzümden
            Tüm şefkatimle ve içten
               Ve bütün cesurca ölümlerden
Acı ve öfke içinde
Yüreğimin yüzüne düşen sıcaklığını bırakıyorum
Sana kollarımın şefkatini bırakıyorum lori

Sana sevmenin ilk doğuşunu
Sana tüm merhametiyle kuşların ötüşünü
Sana göklerden kopan fırtınaların bir yarısını
                                               en serin yarısını
Sana gözlerimi
Sana sesimi
Sana kalbimin sıcaklığını bırakıyorum lori

Dalgın bir bakışın “sev” emriyle başladı her şey
Nereden geldiğini bilmediğim
                  mis kokulu bir bahçe
                                        kalbi ışık
Islak ve çırılçıplak bir gözle başladı her şey
Ey davetsiz derdin çekilmezliği
Ey sessizliğin çınarından yaprak yaprak dökülen ben
Ağlamaktır kirpiklerimi mahzun eden
Düşüncenin zahmeti kederse eğer
Baharın kırk kilidini kırmak boşuna
Zahmetsiz bir bakışsa şayet ölüm
Sevgiliyi görmek
               sevginin lütfundandır

Kararsız ol ey elem
               belki ruhumu bağışlarsın

Yadırgamaz beni, bu şehre düşen hayalin
Gel, koynundan al beni gecenin lori
Sevgin kalmaya yemin etti kederimde
Zamansız bir tufan gibi
Yüreğimde pimi çekilmiş adressiz bir ölüm gibi
Toprak gibi
               su gibi
Kalbime vurulan kırk kilit gibi
Sevmeye götürüyorsa beni, sana bakmalarım
Hangi gecenin nemi dokunur artık gözlerime lori

Duy, ey bedenime inen kederin
           gece kadar karanlık perdesi
Duy ey yüreğimin doğusundaki ağır hüzün
Değilken dünya hiç kimsenin
Ve hiç kimse yeryüzüne inmemişken
Ve inmemişken kusursuz varlığın hayatın rahmine
Ve yazılmamışken ismin annenin alfabesine
Ben senin sevgini türetiyordum
Tanrı’dan gelen -ol- emrinin buyruklarıyla lori

 Yıldızları
          Güneşi
                Ay’ı inkar etmekse seni sevmek
İnkar ediyorum yağmuru ve ışığı emen toprağı
Dokunmak günahsa ellerine
Bırak ömrüm bu günah sokağında son bulsun lori

Ey yüreğimi yakan sonsuz keder
Ey geceyi ve günü örten adanmışlık
Ey iffetli yüzü benim olan ten
Ey sevmenin aziz suskunluğu
Ey çağrılmadan gelen hüzün
Ey varlığımı örten yokluğun hükmü
Verin sizin olmayan cesareti

Arzum yada faziletim
Ya da her ikisi olmayan uzun uykum
                                                  derdim
Ya da ismim,
              babam
                    aşiretim
size umudumu reddediyorum, bu bir mükemmeliyet olsa da
alıyorum varlığını
senin varlığın bütün her şeye bedel lori
                                       aşkım, eşim benim!

ORHAN DEMİRTAŞ
sınır dergisi / sayı 2 / mart nisan 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder