18 Temmuz 2011 Pazartesi

Öyle Uzak ki…

Garip bir jilet yardım ister kaldırım hasılı kelam kalır evde hiç öyle bakar ne zaman nereye tarikat akıl umursamaz şaşkın fakat reçine kokar ağaçların yaprakları eser rüzgara karşı her şey rekabet dünya lastik bir toptur tankın ağzındaki karanlık dibi var bucağı burası sonsuzluktur diyor yok yoktur sonsuzluk diyor yok diyor ki sonsuzluk suzluk gök gürlerken dinle kalbini hissedeceksin nasıl yaşadığını zaman zaman zaman burası mekan na mekan yakaladın mı bırak yoksa kalmaz hayatın yakalanacak yeni şeydir içinden geçip giden o senin içine bakar sen onun niçine reçine reçine yapış yapış oldu bu şiir edebiyat gibi yapış yapış tıpış tıpış yazmak zor anlamak kafa ister kaf dağında burun ister biberiye zeytin kahvaltılar güzeldir çayı sev o ki ne olduğu açık sevilen en güzel şeydir nokta devam etmez hiçbir cümle bittiği yer neresiyse ayrı yaşıyoruz doğadan misal kaplumbağaları görmüyorum ben belki bu yüzden kısa yaşıyor tüm tanıdıklarım ne ki uzasa ne yağmur yağarken uyunur bilirim akarken hayat sokak aralarından temizler rahmet her sabah kalktığında insanoğlu bilir yaşam onu kirleteceklerini böyle yazısı caddelerin sokakların virgül üç nokta falan filan şeydir en iyisi şey kalbi var onun iyimserdir aklı evveldir herin yanına gelir hiçin sonuna koşar bilir yani uzunun kısası masal gibidir ukalalığı güvercinka kimin aklına gelir ilk sanki bişeymiş gibi gibi gibi de tedirgindir bakar hep yanına bilemez ne olduğunu insan oğlunun malı kızıda benim insanın kızar bana insanı sevmemem bundan büyütür beni beni beni lekesiz karışık acılı sormadan ne önemi varsa dayan dayan ölüme kadar gidilecek yere varmaktan tren istasyonlar belirsiz değil sürpriz değil bilindik değil değil değil ne önemi var ayrılıkların kimi kimden neyi neyden neyden neyden görkemli şeydir ölüm işte işini bitiren biri derim işte tüm kaygılardan uzak yanık yanık tüter toprak devler bekler yollarda buradan diyecek buradan buhurdan yıllarca tüter mi hay aksi hay hay hay hay hay budur doğası insanın gider gelir doğmak için çocuk ölür gelir ölür gider ölmek bölmek hayatı ikiye geçit geçit geçerken ben ben ben gitmek serçeleri bilirim kurbağa dediğin sıratı atlar da geçer fütursuz insan oysa kulak var ses duyacak duyacak duyacak uyacak sonra sonra sonrası kavuşmaktır kendine kendi ne iyilik güzellik =

Yezdan Nur BABAN
sınır dergisi / sayı 2 / mart nisan 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder