Anamın sesinde ne mi var?
Neler yoktur ki.
Özelde buna kesinlikle yer yoktur.
Anamın sesinde; bir gökyüzü var masmavi insanı hiç bir yerde yalnız bırakmayan. Dev kayayı ortadan çatlatıp güneşe uzanan bir gül var. Kardelen, lale, karanfil… Sonra aşk var, umut var, cesaret var, haklı isyan var. Özlemek yok…
Anamın sesinde; karanlığa inat ay ışığı var. Yakılmış köyler, tütün kokan insanlar, postalların izine bakan acılı gözler var. Bozkırlar, dağlar, patika yollar… Sonra anasının eteğini tutup, arkasına saklanan parmaklarını emen çıplak ayaklı çocuklar var.“Wellahi üç aydır cebime bi lire pere girmemiştir” diyen bakışları uzakta o ihtiyar köylü var. Yoksulluk var. Anamın sesinde; varsıllara yer yok…
Anamın sesinde; gülümsemesinin yüzünde donmasından korkan, gülmek ile ağlamak arasında bocalayan yüzler, oyuncak bebeklerle oyalanan fahişeler, ıslıkla söylenen türküler, toprağa kanla çizilen resimler, zindanda çürüyen bedenler, kemikler, inancın tanımı olan “Dörtler” var. Sonra yarım bırakılmış yazılar, okunamamış şiirler, söylenememiş türküler… Kamber Ateş’in annesinin ona anlatamadıkları var. Anamın sesinde; bütün seslerin yankısı vardır da bir tek kendi sesinin yankısı yok…
Anamın sesinde; tarihe tanıklık etmiş bir bilgenin yorgunluğu var. Gazetelerde kısa kesilmiş yazıların devamı var. Tene ten değmeden yaşanabilir mi aşk? Var işte… Yangın, kar, efkâr… Sonra anlamakta güçlük çektiğimiz kelimeler, aşınmamış cümleler, renkler var gök kuşağında bulunmayan. Yasal olan neden korsan?...Dilin lanetine uğrayanlar, kurtarılmayı bekleyen bir halk var çırılçıplak. İçinde kan ve ceset taşıyan Zap Suy’u var. Olabilir mi haksız isyan? Yok…
Anamın sesinde; Nazım’ın sürgün yıllarındaki günleri, Zülfü Livaneli’nin “Mutluluk” kitabındaki mutsuz insanlar, Gandhi’nin felsefesi var. Ferit Edgü’nün “Doğu Öyküleri”, Cemal Süreya’nın Afrika’yı hariç bırakmayan şiiri, benim “Pezevengin Çocukları” diye başlık atıp bir türlü bitiremediğim öyküm, “Yüzyıllık Yalnızlık” var anamın sesinde. Sonra Şevval Sam var türkü söyledikçe güzelleşen. Anamın sesinde bir boşluğu dolduracak kadar söz vardır, bir şeyleri anlatmaya çırpınma vardır, bu yazının devamı vardır. Anamın “s” si virajlı yollar gibi uzar gider. Uçurum! Martılar yok…
Anamın sesinde her şeyin çok daha fazlası vardır.
Anamın sesinde hiçbir şey yoktur.
M. UÇAN
Sınrı Dergisi / Sayı 5 / Eylül Ekim 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder