Bir derginin sağ alt ya da sol alt köşesinde görülebilen, bir TV kanalının da yine aynı muhtemeliyetinde görülebilen yazışma adresine bağlılığımın mektubu bu. Evimin kapı arkası 'gönderilmemiş mektuplar' kutusunun doluluğuna da bağlı olarak yazılan bir mektup.
Prévert'in annesi gibi hayal dünyamın gelişmesine yardımcı olabilecek bir büyüğüm olmadı benim.
Les Enfants du Paradis'in başarısını paylaşabilecek kadar erken doğmadım. Konfüçyüs'ün "tırnak işaretlerini" yaşayacak,-yaşıyor olan- zamanın çocuğuyum ben. Bu durumlar sıyrılınamaz durumlar. Tanrı varlığının, kader götürmezliğine götürdüğü yanlar bu yaşananlar.
Çok istediklerime erişebilmek için noktalı zamanların adresine -kitaplarıma- sığınıyorum. Ve yeri geliyor yazıyorum.
Prévert'in annesi gibi hayal dünyamın gelişmesine yardımcı olabilecek bir büyüğüm olmadı benim.
Les Enfants du Paradis'in başarısını paylaşabilecek kadar erken doğmadım. Konfüçyüs'ün "tırnak işaretlerini" yaşayacak,-yaşıyor olan- zamanın çocuğuyum ben. Bu durumlar sıyrılınamaz durumlar. Tanrı varlığının, kader götürmezliğine götürdüğü yanlar bu yaşananlar.
Çok istediklerime erişebilmek için noktalı zamanların adresine -kitaplarıma- sığınıyorum. Ve yeri geliyor yazıyorum.
Ama gözlerimi de belki hiç izlenemeyecek, vasat altı bir filme armağan etmek istiyorum. Sadece bir gün için aptal kutusunun baş aptalı olmak istiyorum.Kendime güldürerek gülebilmenin hayalindeyim. Chaplin'in düştüğü umutsuzluk kadar anlayabilmeli herkes beni.
Takvimsel varlığımın uzun görünmesinin beni yanıltmamasına yardımcı bu mektubum tüm takvimsellik yaşanmışlığımı size sundu…
THE ENDsiz SON…
--Yazışma işteşliği için cevabı gelmeli—
*** *** ***
Le, le,le sesleri eşliğinde
Yurtsuz aşkların bin yıllık kavgasını taşıyan nehre kaynaklık ediyor gözyaşlarım.
Tüm düşüm, düşmelerimin artık acıtmayacağına dair. Ve yarım kalıyor düşlerim, tıkıyor önünü boğaz yumrum.
Tüm düşüm, düşmelerimin artık acıtmayacağına dair. Ve yarım kalıyor düşlerim, tıkıyor önünü boğaz yumrum.
Cehennem kırmızısı artık gözlerim, nehre kaynaklık edecek yaşlarımı doğurmak üzre, onun yanıklığında.
Titriyor parmaklarım
Titriyor parmaklarım
Her zamanki tıkanmalardayım
Yollanabileceklerimi yolluyorum şimdi sana
Hissediyor musun?
Ağlayan bir keman eşlik ediyor şimdi de dökülen satırlarıma
Zamanın hangi gizli bölmesine sakladın mutluluğumu???
S:14:28
Ağıdım mızıkayla çalınıyor
çocukluğumdan kalma, tiz sesli ve samimi
tek içine dokunanı var; o da; BENİM
gİTMEkler, mek berisinde kalanların hepsiyle dostum artık
Tek sırlarım da gitmeklerimde saklı
en büyük gidişimsin şimdiye kadar
çift yön yola ihtiyacı olan koca bir şehirim
asfaltsızım; çakılları bağrıma bastırıp geçiyorsun yolumdan
hızın sıfırın altında
yardım ediyorum sana ama çakıllar...
acıyorum, deliniyor yüreğim.
..12.2008 EZo Ebru Bağçı
Sınır Dergisi / Sayı 5 / Eylül Ekim 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder