
Bu başlangıç iyi bir manifestoyla başlamalıydı. İyi tutturmadığınız heyecan, derginin paçalarından akıyor. Neden soluğunuzun ahengi bozulmuyor? Bu bozulmayan ahenkten, monotonluk karıştırdığınız her müşkülatın sadece yük olduğunu ritmik sayılarla sayıklamak kalıyor geriye…
Üzerime iyi durduğuna şahit olamadım ömrüme yaşıt cümlelerin. Tâ en başından söylemeliydim kendime, manifesto olacak heyecandan yoksun olduğumu… Tartıya vuramadığım neyi varsa hayatın; nereye yol ve yön olacağı üzerinden hiçbir hesabım olmamışsa, sınırda bu kadar savrulmak da neyin nesi? Sorularla çoğaltıyorum nedensiz beklentilerimi…
Engel çoğulu bir yaşamın, nasihat bolluğunda sunumunu tekrarlayan sahnelerdir yaşadıklarımız. Bu sahnede, oynamak istediğimiz rollerin başkasınca biçilmesini engellemeye çalışmaktır derdimiz. Farklı olalım derken başarmak istediğimiz sadece kendimiz olmaktır.
Yol yürünür ve gide gide tüketilir ömür bu yollarda. Tüketilen ömürden bir şeyler kalmalı geriye. İsteğimiz, her sayıda dile getirip tekrarladığımız şeydir; yazmak ve okumak! Yazınca ve okuyunca çok mu şey değişiyor? Yazınca bir şeyler değişiyor ki mürekkeb, kalemin zehri oluyor tablolarda… Yazınca ve okuyunca bir şeyler değişiyor ki rahatsız edici şeyler olduğu ta başından belli oluyor yazılanların… Harflerin icadı, alfabelerin oluşturulması, dilin önemine dair verilen konferanslar, dağıtılan broşürler ve korkulan dillerin yasaklanması boşuna değil diye düşünüyorum şimdi!
Bütün bu karmaşık yapısıyla ve zaman zaman kendini kimsesiz hisseden tarafıyla Sınır’da bir çizginiz olsun istiyoruz. Yazınca ve okuyunca bir şeyler değişecek inancıyla çıktığımız bu yolculukta yol almak ümidiyle sunuyoruz!
Lütfi DEMİR
Sınır Dergisi / Sayı 5 / Eylül Ekim 2010
Lütfi DEMİR
Sınır Dergisi / Sayı 5 / Eylül Ekim 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder