her şey tanıdık
bilindik ve nasıl istiyorsanız öyle
yağmur ıslak ve çirkin
son bir sonbaharın daha sıkıcı yalnızlığında "imiş" ağaçlar
ve insanlar inanın nasıl görünüyorlarsa öyle
her yerde ve
"-delirecem belki ama
sıkılmadan...
balkonlarda artık kaçmaktaymış uykular
ve kazaklar dahi yetmiyormuş
düşmesine içten vuran bir soğuğun
herkesin bir derdi yok "imiş" anlaşılmayan ve
belki de bizi bir yerden bir yere götüren içimizdekiler değilmiş araçlardan çok
"offf istanbul demenin günahını" sonra anlatırım size
şimdi yetişmem gerekiyor bir bilinmeyene
ama unutmadan
istanbul’da her şey çoğullaşmakta televizyonlarda saçmalananın tersine
yağmurlar
insanlar
arabalar
eller
tırnaklar
ve korkuyorum anneme dahi söylemedim sadece size
dün farkettim ki benden çoğalıyor
bir sürü benler...
Yıldırım GAZİOĞULLARI
Sınır Dergisi / Sayı 5 / Eylül Ekim 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder