|
Ö
|
ykü yarışmalarında kazandığı başarılarla
adından sıkça söz ettiren Soydan Kızgın’ın 2009 Orhan Kemal Öykü Yarışması’nda
üçüncülüğe değer bulunan öykü dosyası Kedisiz, geçtiğimiz günlerde Postiga
Yayınları tarafından basılarak okuyucuyla buluştu. Herkesin herkesle dostmuş
gibi davrandığı, kimsenin inceliklere vakit ayırmadığı bir zamanda şefkatli bir
el gibi insanın yüreğine dokunan satırlar okuyucuyu adeta zamanın
sınırsızlığına, mekânın sonsuzluğuna götürüyor.
Kapağının tasarımıyla okuyucuyu kendine
çeken kitabın arka kapak yazısı ise Feyza Hepçilingirler’e ait. Hepçilingirler
yazısında şöyle diyor:
Öykü sabır işidir. İki günde 'şöhret' yapmaz insanı.
Soydan Kızgın, bunu erken öğrenmenin meyvelerini topluyor şimdi. İlk yazdıkları
da öyküydü; ama, onlarla yetinmedi Soydan. Sessizce ördü kozasını, dilini
oluşturdu, kendi öyküsünü yarattı. Şimdi bugünün ve yarının bir öykücüsü
duruyor karşınızda.
Hepçilingirler
öykünün sabır işi olduğunu söyleyerek bu işe gönül vermiş yazar adaylarına da
sabırlı olmalarını ve ilerde gösterdikleri sabrın meyvelerini toplayacaklarını
belirtiyor ve genç öykücülere umut veriyor.
Kitabın ilk
öyküsü Bir Göç Destanı adını
taşıyor. Soydan Kızgın bu öyküsünde hüzünlü bir şarkı gibi göç eden kuşları ve
onları seyreden evcil kuşların çırpınışlarını anlatıyor. Evcil kuşların da göç
eden kuşlar gibi uçmak isteyişlerini ise “Şimdi değilse ne zaman? ” sorusuyla ifade ediyor.
Kitaba adını veren Kedisiz isimli öykü okuyucunun etkisinden kolay kolay çıkamayacağı
ve tekrar okuma isteği uyandırabilecek güzellikte bir öykü olma özelliğini
taşıyor. Köyünden büyük şehre göç eden
bir ailenin taşınması sırasında geride bıraktıkları bir kedi ve küçük bir
çocuğun bundan nasıl etkilenmesini anlatan Soydan Kızgın, öykünün sonunda
akıldan çıkmayacak bir cümleyle öyküsünü noktalıyor:
Oysa
bu iki senede kimler unutmamıştı ki beni…
Bayrak
Direği isimli öyküsünde
ise çocukluğuna bir yolculuk yapıyor adeta. Bir okul bahçesinde bulunan bayrak
direğinin soğukta buz tutması ve çocukların dudaklarını bu direğe yapıştırarak
bunu bir oyun gibi görmeleri anlatılıyor. Köyden şehre göç eden ailelerin
ardından yalnız kalan bir köy, okul ve bayrak direğinin haykırışını
hissettiriyor satırlarında.
Unutamadığımız ya da unutmak
istemediğimiz pek çok karenin gömüldüğü bir yerdir çocukluğun arka bahçesi ve
pek çok çocuk için vişne tadındadır. Soydan Kızgın, kimi satırlarıyla adım
atmaktan korkulan bu arka bahçeye götürüyor okuyucuyu, kimi zaman da kapanmamış
bir aşk acısının içine çekiyor.
Kitabı okuduktan sonra birçok okuyucunun
yaslandıkları koltuktan kalkarak camdan dışarıya, gökyüzüne bakacaklarını
çeşitli şekiller çizen sığırcıkların neşesine ortak olup uzun zamandır
erteledikleri pek çok şey için ilk adımı atacaklarını ve kendilerine o anlamlı
soruyu soracaklarına eminim.
Şimdi
değilse ne zaman?
Gelecekte de birçok başarıya imzasını
atacağını hissettiren Soydan Kızgın, ilk öykü kitabı olan Kedisiz ile okuyucusuyla
buluşmak üzere raflarda yerini aldı.
Soydan
Kızgın, Kedisiz, Postiga Yayınları, Mart 2011, 128s. 10 TL.
Didem GÖRKAY
Sınır Dergisi / Sayı 8 / Mayıs Haziran 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder