2 Ocak 2012 Pazartesi

Gün Devinimi

Karalarına bürünmüş bulutlar
Sebepsiz, sessiz, hıçkırıksız ağlıyor
Hüzün damlıyor bir bir…
Yalnızlığına küskün suratlar ıslanıyor…

Kulaklarımda acı keman senfonisi,
Aylaklığımın do-re-mi’si
Yankılanıyor…
Kuytu bir köşede kendime saklanıyorum
(Orada yankıların yankısı ve yangını
Kendi sağırlığımla, suskunluğumla kalıyorum…)

İndirime girmiş burada demokrasi
Bak! Evlerine koşuyor boynu kravatlılar
Sümen altı ediliyor imzalanmamış acılar
Tozlu raflarda kalıyor kanlı dosyalar
Tatile çıkıyor kağıt israfı bürokrasi!

Yıkıyor yüreğim barikatlarını
Doluyor cemseler, bir tabur ayaklanıyor
Gün devrolurken akşamın pusuna
Geceye piyango vuruyor
Gizliyor gözlerim buğularını
Perde kapanıyor, suflör susuyor
Hazır oldayım sonbahar’a…

(Yağmur diniyor,
Senfoni bitiyor,
Gün devriliyor,
Derken devrimler yeniliyor…)

Ve çooook sonra;
Sararmış tenimden fışkıracakmış gibi duran damarlarımda:
Aşk çağlayanları,
Yanı sıra kirli nikotin akıntıları…

İsmail ASLAN
Sınır Dergisi / Sayı 6 / Kasım Aralık 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder