Seninle yaşamadığım hiçbir sokak
Hiçbir cadde kalmadı bu şehirde
Unuttuğum ne varsa adında hatırladım
Neyi sevdiysem biraz yüzündü
İki yarım bekleyişlerimde
Sen hep içime akıyordun
Ben sen oluyordum çoğu zaman,
Biraz mavi
Biraz yangın
Hiç kimse senin kadar aşk değildi
Susamaktan yoruldum çölünde
Masumiyetin terk ettiği sokaklardan,
Verdiğin acıdan, ızdıraptan
Kaç kere kanadım da
Vazgeçmedim yüzünden.
Vazgeçmedim ki, aşkına dokunsun diye ellerim.
Tenha denizlerde boğuldum sen yokken
Sen yokken aklımdan hep ölüm geçti
Vurulsun karanlıklara diyorum ellerim
Senden uzak kalan gözlerim vurulsun istiyorum
Unutulmuş bir ışığın gölgesi gibi
Gerilsin çarmıha İsa kadar
Bir şey olmayan ben
Her şey olan sen için.
Zamanımın başlangıcı olan güzel iklimin için
Hasretine gözyaşı döktüğüm görüntün için
Belki yanımdan güzelliğin geçer, kim bilir
Ah yoksunluğum
Çetin bir savaşta yitirdiğim cesaretim
Bana sevdiğimi ver, yaşamaya devam edeyim
Biliyorum içimde kalmadı senden başka hiç kimse
Hiç kimse hatırlamıyor o ateşten gidişini
Terk edişinden kalan kederi damıtıyorum şimdi
Diktiğim kaleleri yıkıyorum
Bir bir
Uzağına düşüyorum hayallerimin
Zaman karanlık
Ben ise bir o kadar azım şimdi
Yazdıkça aşkı kendimi sınıyorum
Aklımda adın
Ne çok sevmişim seni
Hatıraların en çok acıydı, ne çok acıdı
Ellerine çersizliğimi ve kimsesizliğimi bırakarak
Benimden siliyorum seni.
Şimdi ikimize yetecek kadar yalnızlık var saklımda
Ne sen geldin
Ne mevsim bahar oldu.
Hatıralarımın içinden geçiyorum geç kalmışçasına
Biraz bedevi göründüysem ondandır.
Azaldı hayat gitgide yokluğunda
Bense tamamlamak için kendimi
Hep yolunu bekledim
Kaç kez öldüm aşktan bilemezsin
Günler, haftalar, aylar, yıllar gezinirken üstümde
Ben gözyaşlarımda yokluğuna ufuklar yeniledim.
Sana dair,
Sana dair ruhumu yedi kez bağışladım.
Kadifeden
İpekten
Gülden olan sevgili
Merhamet et
Benim kederim ikimizin arasında yatan yokluktur.
Tutunsam diyorum adına
Daha aşk bitmeden
Bu şiir bitmeden
Suyun derinliklerinde kaybolup, usul usul ölmeden
Tutunsam diyorum adına
Aşkımın ve yalnızlığımın hatırına
Sonra yeniden çoğalır belki anlamlar
Her şey sana dönüşür
Her şey yüzünleşir, kim bilir.
Ne gariptir ki,
Yolunu izleyerek şafağa vardığımda sensin
Gecenin karanlığında kaybolduğumda sen
Gittin ya
Seninle yalnızlık arasında kalan ben
Yaşayan değilim artık
Mevsimler hala bıraktığın yerde, en çok kış
Değişmiyor vakit.
Ne ilginç değil mi?
Kalbini alanda sensin
Kalbimi alanda sen
Hem gönlünü ver dedin bana
Hem de varlığını aldın benden
Neden az geldim sana. Neden?
Hatırlıyor musun?
‘’ unutkanlık bir biçim özgürlüktür’’ demiştin bana.
Öyleyse unut ta özgür kal
Ben,
Bekleyişten ibaret olan ben
Aşkın köleliği adına
Aklımı senin varlığına kilitliyorum
Ya gel, al bu kederin içinden sevindir beni
Ya da bırak kaybolayım sonsuzluğunda
Ya ellerini ver gözlerim görüntünle buluşsun
Ya da git,
Her şeyinle git
Sesim sevgilinin sesine ulaşamayan dilsiz bir kayıp olsun.
Ve ben
Sensiz az kalan ben
Eski günlerin hatırına ağlamak gelmişken içimden
Seni kalbimden
Seni ruhumdan
Seni bedenimden
Ve seni benimden
Siliyorum…
Orhan DEMİRTAŞ
Sınır Dergisi / Sayı 6 / Kasım Aralık 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder