2 Ocak 2012 Pazartesi

Pablo Picasso, Guernica ve Barış

           Picasso, 20.yüzyılın yol göstericisi, bir dehası ve efsaneleşen  kişiliği olma niteliklerini sürdürüyor. Bu gün Picasso ile ilgili olarak birbirinden çok farklı şeyler söylenmekte, yazılmakta ve gezegenimizde tek bir Picasso yaşamasına karşın, pek çok Picasso’lar tanımlanmaktadır.

            Pablo Picasso hayatı boyunca en can alıcı biçimde savaşı lanetlemiş, barışı savunmuştur. Onun salt Guernica’sı değil, sonraki dönemlerde yaptığı diğer yapıtları, beyaz güvercinleri, bugün de tüm dünya barışseverlerinin çoğu kez canları pahasına savundukları en temel onur simgeleri olmuştur. Picasso tüm ömrü boyunca barbarlığa ve tutsaklığa karşı özgürlüğü ve demokrasiyi savunmuştur. Picasso, resimi ve ressamı yorumlayışında  “… bir sanatçının ne olduğunu  sanıyorsunuz.  Bir ressam gözlerinden; bir  müzisyen  kulaklarından; bir ozan kalbinin tellerindeki lirlerden; hatta bir boksör kaslarının gücünden başka bir şeyi olmayan bir budala mı? Tam tersi. Sanatkar, ister acı ister tatlı isterse sıkıntılı olsun, bu dünyada olan biten şeyleri her zaman bilen ve bunlarla kendisini biçimlendiren siyasal bir varlıktır. Benim bu davranışlarım, yaşamımın, çalışmalarımın mantıksal bir sonucudur. Resim sanatı hiçbir zaman yalnız basit bir haz ve eğlence sanatı değildir. Ben renkler ve desenler yoluyla –bu silahlarımla- dünyayı ve insanları daha iyi tanımak istiyorum. Resim, apartmanları süslemek için yapılmaz …” diyerek çağının sorunlarını solumuş ve bunları, çalışmalarında özgün ürünler olarak yeniden yansıtmıştır.

Guernica,İspanya  Bask  bölgesinin  bir  kentidir.Bir süre savaş bombardımanına  sahne olan  Guernica  için  din  adamı Alberto de  Onandia 26 Nisan 1937  tarihinde gördüklerini şöyle anlatmıştır. “Savaş uçakları  hiç  ara  vermeden  bir saatten  fazla  bir  zaman  boyunca Guernica’nin üzerinde uçtular ve her tarafı bombaladılar.Uçaklar, pilotlar, tek  tek evlere, insanlara, hayvanlara ve hareket eden her şeye saldırıyorlardı.” Guernica’da özellikle sivil insanların, kadınların, çocukların öldürülmeleri, tüm kentin bombalanması,dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır.Picasso, Guernica kentinin bombalanmasını 28 Nisan 1937 tarihinde gazetelerden okumuş; 1 Mayıs’ta Paris’te yapılan gösterileri izlemiş ve aynı gün, İspanya Pavyonunun duvarı için yapacağı resmin ilk ön  çalışmalarına  başlamıştır. Fransız  sanat  eleştirmenlerinden Ozenfant bir izlenimini şöyle anlatmaktadır: “Bir kadın yanında kızıyla birlikte  geldi. Guernica  resminin  önünde durdular. Kadın yanındaki kızına,işte bu hepsinden korkunç. Sırtımda  bir örümceğin dolaştığını duyar gibi oluyorum. Ben burada ne yapmak istendiğini anlamıyorum. Ancak gerçekten çok ilginç… Bedenimin parçalandığını hissediyorum.” demiştir.

Picasso’nun ilk çalışmasında,Guernica bombardımanı  ile ilgili ne uçaklar ne saldırı ne savaşçıları ne acı, ölüm hatta ne de politik bir simge, iz ve mesaj görülür. Guernica ‘nın tual aşamasına başladıktan sonra da her bir figürü çeşitli  konumlarda  irdelenen, tartışılan 45’ten çok çalışma yapmıştır. Bu gün de güncelliğini koruyan bir konu hep anlatılır… 1938 yılında, Paris’te, bir Guernica resminin yanında duran Picasso’ya, Fransa’da görevli bir Nazı subayı, ”Bunu siz mi yaptınız” diye sorunca, Picasso, ”Hayır siz yaptınız.” diye cevap vermiştir.

Picasso,gerek Dünya Barış Konseyi toplantısına karşı İngiliz Hükümetinin aldığı tutumu cevaplandırmak gerekse Amerika Birleşik Devletlerinin Kore’de  başlattığı  saldırıyı  protesto  etmek  amacıyla 1951 yılı Ocak ayında,Goya’nın 3 Mayıs 1818 tarihli yapıtında esinlenerek yaptığı Kore soykırımı resmine başlamış ve bu çalışma 1951 yılı Mayıs ayında, Paris’te Salon De Mai’de sergilenmiştir. İkinci Dünya savaşından sonra ortaya çıkan nükleer yıkım tehlikesi için “bana salt sanatımla değil tüm varlığımla dövüşmek zorunda  olduğumu gösterdi” diyen  Picasso’nun hayatının ve çalışmalarının temelini barış savaşımı oluşturmuştur.
                       “…
                        Saçakta serçeler daha çılgındır 
                        Bulutlarda kartal,
                        Daha çalımlı.
                        Koparır göğsünden bir düğme daha,
                        Tezkere bekleyen biri.
                        İncesu deresi, merhaba.
                        Genç bayraklar vardır,
                        Barış düşünür,
                        Kuyularda işçi mavilikleri.
                        Ben hepsini düşünürüm,
                        Yirmi dört saat.
                        Ve seni düşünürüm
                        Karanlık, hırslı…” diye yazmış Picasso’nun barış destekçisi Ahmet Arif.

            Picasso, 1967 yılında,İspanya’dan gelen pek çok öğrenci, ressam,sanatkar aydınla yakın ilişkiler kurmuş, aynı yılın ilk yazından sonra Paris’teki evini ve atölyesini boşaltmış ve tümüyle Güney Fransa’ya yerleşmiştir. Ölümünden sonra,yüz milyonlarca  Franklık  bir  servet  bırakmasına  karşın, “Guernica” üzerine olan istemleri dışında, hiçbir vasiyeti olmamıştır. Geleceğin mutluluğu ve korkusuzca bir ölüm için, her zaman sağlam bir kişiliğin gerekli olduğuna inanmıştır.


          Berham MîRZO
          Sınır Dergisi / Sayı 6 / Kasım Aralık 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder